Kazadan beri hep düşünürüm, neden başıma
böyle bir kaza geldi diye. Belki de o kadar mistik bir cevabı yoktur, belki
sadece bu yazıya vesile olmak içindir mesela. Ya da belki çok uhrevi bir cevabı
vardır; hayatın kıymetini anlamak gibi. Ya da “neden olmasın”dır sadece cevabı,
bir başkası da olabilirdi, sen de. Her birimizin başına her an her şey
gelebilir bu evrende ne de olsa…
Bana hep ne kadar güçlü olduğum, başıma
gelenleri ne kadar metanetli göğüslediğim söylenir, insanlar hep överler beni.
Oysa bana hep “başka bir çarem yoktu ki” gibi gelir. Başka bir çare değil ama
başka yollar hep vardı. Depresyona girmek gibi mesela, kendine acımak gibi,
mağduriyetinde sıkışıp kalmak gibi. Ben onu hiçbir zaman bir opsiyon olarak
görmedim. Beni övdüler ama ben bunu bilinçli olarak yapmadım, bana göre
gerçekten 2.bir yol olmadığı için yaptım, otomatik olarak. Bu bir karakter
özelliği mi? Sanmıyorum. Akıllı davranmak olduğunu düşünüyorum ama.
Davranışlarında hep akıllı olmak gerektiğini düşünüyorum. Düşüncelerinde de. Ve
aklın, mantıkla duygunun harmanlanması olduğunu düşünüyorum.
Mağduriyet, işin kolayı. Zor olan mücadele
etmek. O nedenle tebrik ettiler beni galiba hep.
Ben şu an yazdığım kitaba başladığım
sıralar konu başıma gelen kazanın ekseninde dönecekti. Oysa ben ondan çok daha
ağır travmalar yaşadım sonrasında, kardeşimi kaybetmek gibi. Onu düşünmediğim,
özlemediğim tek bir gün yok. Ama hayat devam ediyor ve eğer gerçekten hayatta
olmak istiyorsan hakkını vermelisin. Bir gün zaten öleceksin, o güne kadar yaşa!
Yaşarken ölmenin bir manası yok. Yaşamak için, hakkıyla yaşamak için,
geçmişiyle barış yapmalı insan. Olan oldu, geçen geçti. Iyisiyle kötüsüyle…
olana kabul vermedikçe, günü de yaşayamaz oluyoruz. Geçmişin acısı, geçmişin
öfkesi, geçmişin keşkeleri ele geçiriyor benliğimizi. Anı kaçırıyoruz. Geçmişte
yaptığımız hataları bugüne taşımış oluyoruz. Kendimizi, etrafımızı suçlayarak,
günümüzü tekrar zehir ediyoruz. Geçmişi kabul etmedikçe sadece geçmişi değil,
bugünü de ziyan ediyoruz. Bugün otur ve kendine bir keşkeler listesi yap ve
bunlarla barış; ben öyle yapacağım.