Iki kişinin olduğu yerden üç ayrı fikir
çıkar derler. Yargılarımızla ve önyargılarımızla öylesine sarılmış durumdayız
ki, o kadar eminiz ki tek bir doğrunun olduğundan, bazen minicik bir cümleyle
bütün dünyamız sarsılabiliyor. Sen karşındaki adına, ona sormadan bir
tümevarıma gittiğinde (ve bunu iyi niyetle yapmış bile olsan) ondan “sen benim
adıma düşünme, bırak sonuçlarını ben düşüneyim” cevabını alabiliyorsun. İyi ki
de alıyorsun. Karşındaki, açık iletişimden yanaysa alabiliyorsun. Öyle değilse,
senin iyi niyetini bambaşka algılayıp gizli küskünlükler de yaşayabiliyor.
Küsmeden, alınmadan, sadece dinlemeye çalışmak lazım karşı tarafı. Gözlemci
olmak lazım. Ne diyeceğini, ne yapacağını bildiğinizi varsayarak atılmamak lazım dinlemeden. Karşı taraf sizi çok şaşırtabilir bazen. Hatta çoğu zaman.
Hepimiz kendi tecrübelerimiz kadar varız. Ama her birimizin tecrübesi, diğerininkinden farklı...
No comments:
Post a Comment