Merlot'm camdan paralel evrene geçti. Oranın güzel bir yer olmasını ümit ediyorum çünkü kıymetlilerim orada epey kalabalık oldular... Rüyamda kardeşimle Merlot bir aradaydı, oysa bu dünyada hiç tanışmadılar. Galiba artık kedim Ceki'min kucağında uyuyacak.
Herkes bir an önce yeni bir kedi almamı söylüyor; belki de haklılar. Öte yandan, hemen yenisini almak bana biraz, nasıl söylesem, kelimesini bulamadım ama işte şey geliyor... Yani tabi, yenisi de çok şirin olacak ve bana iyi gelecek ve beni güldürecek falan filan ama işte... Bunun yeni bir ceket almaktan farkı olmalı. Ya da yeni bir çift ayakkabıdan. Ya da falan filan işte...
Keşke ölen kardeşin, ya da ölen babanın da yenisini alabilsek...
Sunday, November 23, 2014
Monday, November 10, 2014
2 Kişilik Kocaman Paramparça Bir Aile
Bugün annemin doğumgünü. Kardeşimin ve babamın eksikliğini hissettirmemeye, anneme kocaman bir aile olmaya çalışıyorum ama bence yemedi...
Sunday, October 19, 2014
2. Üründe %50 İndirim
Mezar taşı yaptırıyoruz bu ara. Bunda pek gülünecek birşey yoktur genelde... Ama mevzu benim etrafımda olunca muhakkak evren şakacı davranır, beni tanıyanlar bilir.
Önce eve bir telefon geldi, "Bayan Lida, siz misiniz?" Hayır, dedim, ben kızıyım. Ha merhaba, başınız sağolsun, ben Arzu. Mezar taşçısıyım. Müsait misiniz? Böyle bir konuşmaya ne zaman müsait olunur bilmiyorum ama birilerinin mezar taşından para kazanıyor olması, onlara "ne yapsın, o da işini yapıyor neticede" anlayışını göstermemi gerektirmiyordu bence. Çok kaba olabilirdim hatta. Dolayısıyla, "hayır" dedim, "müsait değiliz, bizi birkaç ay sonra arayın!" Ben olsam bu cevaptan sonra yerin dibine girer, bir daha da oradan çıkmazdım! Cidden acaip haddini bildirmiştim, aferin bana'ydı! Gerçi arkadaşlarım "niye suratına kapatmadın?" dediler ama ne yapsın, o da işini yapıyor neticede...
Birkaç ay geçti, mezar taşı yaptırmaya müsait olduğumuza karar verdik. Üstü çiçek olsun, altı böcek olsun filan birşeyler konuştuk, sıra geldi paraya, yani çünkü o da işini yapıyor neticede...
Ticaret dediğin pazarlıksız olmaz, çünkü ölmek çok pahalı, hem maddi hem manevi. Ama dedik bak biz 2 tane yaptıracağız, ona göre bir fiyat ver. Maksat ayağımız alışsın. Cidden epey bir indirim yaptı, bence bizde gelecek gördü; yani ya da pek gelecek görmedi, kararsızım. Fakat şu an yaptırılmakta olan 2 taşım ve ihtiyaç halinde tavsiye edebileceğim uygun bir mezar taşçım var, duyduk duymadık demeyin!
Sunday, May 4, 2014
Hauri
Ben bir rüya gördüm... Japonca bir rüya. Haouri diye bir kelime ile bitti tam uyanırken. Bu Haouri'nin kesin dedim bir anlamı var, belki de haouri.co.jp diye site vardır diye ilk onu arattım, bulamadım. Sonra kelime ile aratayım bari dedim, bir sürü kimono sitesi çıktı. Haouri bir kimono çeşidiymiş gençler. Üstelik düğünlerde giyilen cins kimono. Ulan dedim yoksa bir Japon koca mı alıyorum... Evren bana rüyalarım aracılığıyla birşey demeye çalışıyordu kesin ama benim kalın kafam bunu almıyor muydu yoksa...
Haouri diye yazılıp Hauri diye okunduğundan emin olduğum (yani çünkü rüyam öyle diyordu ve biz ondan iyi mi bilecektik) bu kelime benim babamın mezar taşına ilk yazılan isimdi. İsmi Hanri olan babamın ömrü boyunca "aman çocuklar, bir gün bir oğlunuz olursa ona benim adımı koymayın, ben ne çektim bu isimden" demesine rağmen ve iş yerinde Hayri Bey, İtalyan pasaportunda Enrico, yıllar önce Çin'den gelen Hiyar hitaplı faks vb. yetmemiş, omzunda akbabası eksik olan mezar taşçısı, babamın taşına HAURI yazmıştı. Şimdi ben kara mizaha inanmayayım da ne yapayım, söyle bana günlük.
Haouri diye yazılıp Hauri diye okunduğundan emin olduğum (yani çünkü rüyam öyle diyordu ve biz ondan iyi mi bilecektik) bu kelime benim babamın mezar taşına ilk yazılan isimdi. İsmi Hanri olan babamın ömrü boyunca "aman çocuklar, bir gün bir oğlunuz olursa ona benim adımı koymayın, ben ne çektim bu isimden" demesine rağmen ve iş yerinde Hayri Bey, İtalyan pasaportunda Enrico, yıllar önce Çin'den gelen Hiyar hitaplı faks vb. yetmemiş, omzunda akbabası eksik olan mezar taşçısı, babamın taşına HAURI yazmıştı. Şimdi ben kara mizaha inanmayayım da ne yapayım, söyle bana günlük.
Tuesday, February 11, 2014
Hala Bulamadım...
Bloga "ayna ayna söyle bana" yaklaşımıyla dönmüş bir insan olarak söyleyeyim, bu ibne blog "al canım sana fikir, haydi bak bunu yaz" diye ilham veren birşey değil(miş). "Düşündüm Bulamadım" diye yazı yazınca bir mucize olacak, ne yazacağımı bulucam sandım demek, olmadı. E ama bu biraz da sizin kabahatiniz değil mi? Az yorum yazın, takibe alın filan birşey yapın lan, kime yazıyoruz olm biz bunu?
Bir daha geldiğimde buraları dolu görücem; Entel bacımın dediği gibi, "insan okusun diye yazıyoruz bunları"!
Monday, January 13, 2014
Düşündüm Bulamadım...
Ben bir ara buraya böyle bir blog açmışım ama ben bile hatırlamıyorum... Burayı yazı yazmak için mi kullanayım, çektiğim fotoğrafları mı koyayım efendime söyliyim komiklikler şakalar mı yapayım derken derken bir türlü karar veremedim ve sonunda "bırak dağınık kalsın" prensibinden ilerlemeye karar verdim. Biraz zaman tayin edecek galiba buranın konseptini. Biraz da gelen tepkiler. Ya da belki tepkileri sallamam, henüz bilmiyorum.
Hepimizin hakkında hayırlı olsun diyor kurdeleyi kesiyorum gençler!
Subscribe to:
Comments (Atom)